-
1 kırkları karışmış olmak
роди́ться в одно́ и то же вре́мя [в тече́ние сорока́ дней] -
2 kırk
со́рок* * *со́рокkırkta bir — одна́ сорокова́я; сорокова́я часть
••- kırk dereden su getirmek
- kırk evin kedisi
- kırk kapının ipini çekmek
- kırkları karışmış olmak
- kırk para
- kırk paramızı almadılar
- kırkından sonra azmak
- kırkından sonra saz çalmak
- kırk yılın başı
- kırk yılın başında
- kırk yılda bir